Uzmanlar karbon salımının azaltılmasının ekonomik katkılarına vurgu yaptı: Türkiye ekonomisi iklim hedefiyle güçlensin

DAHA yaşanabilir bir dünya için ülkelerin sera gazı salımlarını günden güne azaltması oldukça kritik. Bu çerçevede küresel olarak ısınmanın 1.5 derecede kalması için gösterilen çaba konusunda ülkeler kendi hedeflerini belirliyor. Dün İstanbul’da iklim değişikliği alanında çalışan sivil toplum ve düşünce kuruluşları bir araya geldi. Kuruluşlar, 30 Kasım’da Dubai’de başlayacak COP28 İklim Zirvesi öncesi hükümete çağrıda bulundu.

YÜZDE 35 RAHATLATIR

Çağrıda Türkiye’nin, 2053’te net sıfır hedefine ulaşabilmesi için, 2020 yılına kıyasla 2030’a kadar en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedeflemesi gerektiğine dikkat çekildi. Yayınlanan bildiriye göre Türkiye, geçen yıl Mısır’daki zirvede emisyon hedeflerini 500 milyon ton iyileştirmiş görünüyor. Ancak bu hala 2020 seviyesine göre yüzde 32’lik emisyon artışı demek. Oysa Türkiye’nin beyan ettiği bu oran iklim uzmanları tarafından oldukça yetersiz bulunuyor. Uzmanlara göre bu alanda ciddi politikalarla adımlar atılırsa ekonomik kazanımlar oldukça güçlü olacak ve ekonomiyi rahatlatan etkenler ortaya çıkacak. Atılacak adımların olası etkileri ise şöyle sıralandı:

Güneş ve rüzgârdan daha fazla elektrik üretilmesi halinde, tüketici enflasyonu 7 puan düşürülebilir. Türkiye 2022’de planlanan güneş ve rüzgâr enerjisi projelerini hayata geçirseydi elektrik üretim maliyeti yüzde 11.8 ucuzlayacaktı.

Türkiye Paris Anlaşması’nı onayladığı Ekim 2021’den bugüne kadar kömür, gaz ve petrolden oluşan fosil yakıt ithalatı için 175 milyar harcadı. Oysa EMBER’in çalışmasına göre, Türkiye’nin güneşi ve rüzgârı ile üretilen elektrik, 1 yıl içinde 7 milyar dolar, yani neredeyse 1 aylık enerji ithalatını önledi.  2030’a kadar kömürden çıkmasıyla ise elektrik üretimindeki yüzde 60’lık yerlilik oranını yüzde 70’e kadar yükseltmesi mümkün.

’İklim Hedefi ve Yeşil Dönüşümün Ekonomik Faydaları’ paneline ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda, İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, SEFiA Direktörü Bengisu Özenç ile Sağlık ve Çevre Birliği HEAL Türkiye Sağlık ve Enerji Politikaları Kıdemli Danışmanı Funda Gacal katıldı.

UYGUN FİNANSMANA ERİŞİM

Türkiye iddialı iklim eylemlerini taahhüt ederek adil geçiş fonları gibi düşük karbonlu ekonomiye dönüşüm için finansmana erişim fırsatı bulabilir.

TÜBİTAK projesi raporuna göre, yeşil büyüme modeli hiçbir şey yapılmayan senaryoya kıyasla milli geliri yüzde 7 artırabilir. Bu modelde istihdam ve gelir, düşük gelirli bölgelerde daha fazla artıyor.

HEAL’in raporuna göre Türkiye’de 55 yıldır çalışan kömürlü termik santralların en az 200 bin kişinin erken ölümüne ve en az 320 milyar Euro’luk sağlık maliyetine sebep olduğu tahmin ediliyor.

Kullandığı fosil yakıtların yüzde 78’ini ithal eden Türkiye, başka ülkelere bağımlı ve enerji krizlerine karşı savunmasız hale geliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir