Filistin mücadelesi ne durumda? Sloganları takip edin anlarsınız

Cumartesi günü İngiltere’nin başkenti Londra tarihi bir protesto gösterisine daha ev sahipliği yaptı. Binlerce insan Russel Square’den başlayarak Başbakanlık Konutu’na kadar hiç ara vermeden sloganlarla, marşlarla yürüdüler. İsrail’in Gazze’deki soykırımında payı olan İngiliz hükümetinin İşçi Partili Başbakanı Keir Starmer’i konutunun önünde yuhaladılar.

Yürüyüş deyip geçmeyin, hükümetler üzerinde ciddi bir baskı oluştuyor bu tür eylemler. Halkın büyük bir kısmını temsil eden çok sayıda kurumun, örgütün yer aldığını hükümetler görüyor. Dolayısıyla atacakları adımlarda daha dikkatli olmalarına yol açıyor bu tür gösteriler.

Dünkü dahil tüm gösterilerin/yürüyüşlerin iktidarı hayli etkilediğinin işaretleri var. Haftalardır süren bu gösterilerin de etkisiyle İngiltere Filistin konusunda beklenmedik sayılacak bir adım atarak İsrail barışı gerçekleştirmezse Eylül’de Filistin devletini tanıyacağını açıkladı örneğin. Bunda bu sokak gösterilerinin etkisi inkar edilemez.

İngiliz hükümetinin gösterilerden çekindiği de bir gerçek bu arada. Londra’nın güvenliğinden sorumlu Metropolitan Police’in gösteriye katılacakları açıkça tehdit etmesi bunun kanıtı oldu. Palestine Action adlı grupla eylemde yer alanların tutuklanacağını duyurmuştu polis. Çünkü bu grubu “terörist” örgüt olarak kabul ediyor hükümet.

“Terörist” olmasına yol açan da şu; grup ülkenin güneydoğusundaki Brize Norton köyünde bulunan Kraliyet Hava Üssü’nde bulunan savaş uçaklarını boyadı, bazılarına zarar verdi. Zararın milyonlarca sterlin olduğu iddia ediliyor. Bu nedenle Palestine Action hükümetin gözünde terörist. Buna itiraz eden, yürüyüşte de bu grubun pankartı altında yürüyen 100’e yakın gösterici gözaltına alındı. Dava açılırsa 14 yıl hapis cezası istemiyle yargılanabilecekler.

Gösteriler tarihinde hatırı sayılır bir yeri vardır Londra’nın. Tarihe geçmiş bazı gösteriler büyük gelişmelerin habercisi olduğu gibi, o gelişmeler sonrasının hissiyatının ortaya dökülmesine de yaradılar. Büyük Marks, önemli bir işçi gösterisinin yapıldığı Hyde Park için “devrim dün orada başladı” demiştir derler, örneğin.

Bunca yıldır, gençliğimden bugünüme kadar, Filistin’e destek amaçlı yüzlerce yürüyüşe, gösteriye katıldım, yurtta da yurt dışında da. Cumartesi günkü Londra yürüyüşünde, tam 30 yıl önce bir Filistin gösterisinde konuşma yaptığım parkın önünden geçtiğimde hüzünlendim doğrusu. Geçip giden zamana değildi hüznüm. Gösteride atılan söloganlardan biri canımı çok yaktı. Otuz yıl önce ben/biz “Filistin’in özgür olacağını” içeren sloganlar atardık. Mücadeleyi yücelten, zafere yakın olunduğunu duyuran sloganlar. Hepsi insani talepler içeren, hak, hukuk, eşitlik temalı, mücadeleye davet edici yüzlerce slogan yani. Dünkü gösteride elbette yine Filistin’in özgürlüğünü haykırdık ancak hiç ama hiç daha önce aklım(ız)a gelmemiş olan bir sloganla karşılaştık: “Let Them Eat”. (“Bırakın Yesinler”).

Binlerce göstericinin ağzındaki bu slogan İsrail kuşatması altında açlıkla kıvranan Gazze için atılıyordu. Yıllar içinde sadece sloganları izleyerek de Filistin sorununun nereden nereye geldiğini anlamak mümkün aslında. Tümünün kurtarılması için verilen mücadele yıllarında “Özgür Filistin”den, günümüzde yüzde 25’lik toprağı kalmış Filistin’in Gazze bölgesi için “bırakın yesinlere”e gerilemişti mücadele.

Otuz yıl önce konuşma yaptığım o parkın önünden geçerken ben de gelecekte Filistin’in özgür olacağına inanıyordum. Şimdi elinden ekmeğini almasınlar diye sokaklarda İsrail’e onları açlıktan öldürmemesi için çağrılar yapanlar arasındayım. Korkunç bir trajedi bu.

Gösteride onlarca Yahudi eylemciyle de tanıştım. Ortodoks Yahudiler her zaman olduğu gibi gösteriye destek verdiler. Yahudi Sosyalist Grup da pankartlarıyla katılmıştı yürüyüşe. İnsanlığın etnik kimliğinin olmadığının iyi bir örneğiydi bu.

Binlerce insanın doldurduğu sokaklardaki hareketliliği, atılan sloganları, pankartlarda dile getirilen talepleri görmedi BBC. Katılımcı 200 binden fazla kişiyi görmezden gelen kurum, Palestine Action’la birlikte yürüyen 100 “terörist”in gözaltına alınışını birinci haber olarak duyurdu.

Otuz yıl önce de böyleydi, şimdi de. Alçaklıkta bu kadar istikrarlı olmasına saygı duyası geliyor insanın.

Yine de inanıyorum: Filistin Özgür Olacak.

Geriye ne kadar Filsitin kalacaksa artık.

Related Posts

Limonatalar acilen geri çağrılıyor! Tüketmeyin uyarısı yapıldı

Perakende zinciri Action, çocuklar için üretilen bazı slushy limonata çeşitlerini yüksek gliserin oranı nedeniyle acil olarak geri çağırdı. İşte geri çağrılan ürünler…

Azerbaycan-Ermenistan Barış Deklarasyonu İmzalandı

Azerbaycan ve Ermenistan liderleri, barış anlaşmasını parafladı, Trump da zirveye ev sahipliği yaptı.

Cemaatten Tepki: Bulut Camii’ne Osimhen İsimlendirmesi

Konya’daki Bulut Camii, Google Haritalar’da Victor Osimhen Camii olarak tanımlandı. Cemaat bu duruma tepki gösteriyor.

Nükleer silah tesisinde radyoaktif arı yuvaları bulundu

ABD’nin Güney Carolina eyaletinde, bir zamanlar nükleer silah parçalarının üretildiği Savannah River Site (SRS) adlı tesiste radyoaktif eşekarısı yuvaları tespit edildi.

Alibeyköy Barajı’ndan ceset çıktı

Alibeyköy Barajı’nda 68 yaşındaki kayıp Hayrullah Bayraktar”ın cansız bedenine ulaşıldı.

Bulduğu taşı altın sandı gerçek başka çıktı: Dünyada yalnızca 17 tane var, değeri paha biçilmez

2015 yılında Avustralya’nın Melbourne kentine yakın Maryborough Bölgesel Parkı’nda metal dedektörüyle dolaşan amatör madenci David Hole, kırmızımsı ve sarı kille kaplı, olağanüstü derecede ağır bir taş buldu. Taşın içinde altın olduğunu düşündü ama gerçek bambaşka çıktı.