Siyasal iktidar, uzun süredir imam hatip okullarına olan ilginin azalmasıyla başa çıkmaya çalışıyor. Aileler arasında, çocuklarının iyi bir gelecek sağlamak için bu okullara gitmelerinin önemli olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Bu amaçla, okulların adlarına “Anadolu” ekleniyor. Ayrıca, “proje okul” olarak nitelendirilmeleri sağlanıyor. Bununla da yetinilmeyerek, bu okullar sınav yaparak ve öğrencilerini “seçerek” alıyorlar.
“Proje imam hatip ortaokulları”na öğrenci alımı için düzenlenen sınavların sonuçları, bu okulların resmi internet sitelerinde yayınlandı. Velilere gösterilen büyük ilgi nedeniyle yazılı mesajlarda, teşekkür edildi ve bu okullara kesinlikle sınavsız öğrenci alınmayacağı vurgulandı.
Bir okulun web sitesinde, “Burada, 10 yaşındaki çocuklarımızın hakları söz konusudur ve başarılı olanlar sadece kendi emekleri ve haklarıyla bu okula kayıt hakkı elde etmişlerdir. Bu konuda dikkatli olunmalı ve sonuca saygı duyulmalıdır. Başka bir seçeneği düşünenlerle ilgili yasal işlem başlatılacaktır” denildi.
EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI
Proje lise ve ortaokul uygulamalarının, kamunun her vatandaşa eşit eğitim ve hizmet imkanı sunma iddiasına ve milli eğitim temel kanununda belirtilen “genellik ve eşitlik” ilkesine aykırı olduğunu belirten eğitim uzmanı Alattin Dinçer, “Eğitim bir kamu hizmetidir. Özel ortaokullar hariç, genel ve imam hatip ortaokulları kamu okuludur. Devlet, bu okullar arasında hizmet sunumunda ayrım yapmamalıdır” dedi.
Siyasal iktidarın özellikle Anadolu imam hatip liseleri ve imam hatip ortaokulları lehine ayrımcı bir tavır sergilediğine dikkat çeken Dinçer, şunları söyledi:
“Bu tavrın, ailelerde çocuklarının sadece bu okullarda okuyarak ikbal ve geleceklerini sağlayabileceği algısının oluşmasına ve tercihlerinde etkili olmasına neden olduğunu gözlemliyoruz. Eğitimde, belirli bir gruba veya zümreye ayrıcalık tanımak ve okulları ayrıştırmak, eğitimde fırsat eşitliğinin daha da zayıflamasına sebep olabilir.
Standart sınavların dördüncü sınıflara kadar inmesi, eğitimde çürüme ve bozulmanın kapısını aralar. Dünya genelinde sınavsız eğitim hedefine yönelirken, 4. sınıftan itibaren çocukları sınava tabi tuttuğumuzda ortaya çıkacak endişeler, ruhsal sağlık sorunlarına yol açabilir ve buna izin verilmemelidir.”